"Araştırma", hazırda bulunmayan çeşitli bilgileri ortaya çıkarma amaçlı faaliyetlerdir.
1.1. Başlıca Araştırma Konuları
Meselâ aşırı yüklenmeyle aşırı ısınma ve arıza, sinyal/gürültü oranının azalması sonucu bilgi kaybı vb.
Bazen sebep sonuç ilişkileri çevrim şeklinde olabilir. Meselâ ormanda tilkiler artınca tavşanlar azalır, tavşanlar azalınca tilkiler de azalır, tilkiler azalınca tavşanlar artar, tavşanlar artınca tilkiler de artar, ...
Meselâ içme suyu tüketimi artarken doğal gaz tüketiminin azalması doğrudan bir sebep-sonuç ilişkisi olmayıp, ortak sebep hava sıcaklığının artmasıdır.
Bu, sebep-sonuç ilişkisinden nadiren ayrılır. Meselâ mazot fiyatları aşırı artınca yemeklik yağ fiyatları genel fiyat artışından ayrıca artar; çünkü bazı kamyoncular mazot yerine yemeklik yağ yakmayı tercih eder.
Başka bir örnek de, Yunanlar Sakarya Meydan Muharebesinde Ankara'ya doğru taarruza geçerken, aslında aramızda antlaşma olan Rusların sınırımıza 24 tümen asker yığarak bize saldırmaya hazır beklemesi. Ortak ya da rekabetli amaç, Ankara düşüp antlaşma anlamını kaybederse ülkemizden pay kopartmaktı.
Meselâ nükleer denemelerin artması ile ABD'deki doğum oranının düşmesi arasında yanıltıcı bir ilişki kuranlar olmuştur. Ancak bu, doğum kontrol haplarının aynı yıllarda geliştirilmesinden kaynaklanmaktadır. Yani aralarında bir etkileşim ilişkisi yoktur.
Doğru yönde etkenler:
Meselâ talep artınca fiyatın artması.
Ters yönde etkenler: Meselâ fiyat düşünce talebin artması.
Etkenlerin rekabeti: Meselâ elektrik motorunun gerilimini artırmak hızlandırıcı etki yaparken uyartım akımının artırılması azaltıcı etki yapar. Her ikisi de artarken bunların etkileri gözden kaçabilir.
Grafik üzerinden açıklama ararken hangi değişken bağımsız(sebep) kabul edilerek grafiğin çıkartıldığına dikkat etmek gerekir. Meselâ bağımsız değişken fiyat ise talep-fiyat eğrisi negatif eğimlidir (ters yönlü ilişki). Yani fiyat düşünce müşteri "alayım bari" der ve talep artar. Ama talep bağımsız değişken alınarak çıkarılan fiyat-talep eğrisi pozitif eğimlidir (doğru yönlü ilişki). Yani talep artınca satıcı fırsattan istifade fiyatı artırır. Eğer fiyat bağımsız değişkenine göre çıkarılan eğriyi, bağımsız değişken talepmiş gibi okursanız, satıcının, "talep çok, fiyatları düşüreyim bari" diye kazancını azaltmak istediği gibi saçma bir sonuca varırsınız.
Benzer bir durum tork-hız eğrileri için de geçerlidir. Motorun ürettiği torkun hıza göre eğrisi negatif eğimli olup bağımsız değişken hızdır. Yani hız düştüğü için motorun ürettiği tork artar. Motor daha çok tork ürettiği için hız düşer diye saçma bir yoruma varılmamalıdır. Yükün aldığı torkun hıza göre eğrisi ise pozitif eğimli olup "alınan tork arttığı için hız artar" diye yorumlanır.
Sayısal olmayan davranış ilişkileri: Meselâ, alınan alkol ile özgüven arasındaki ilişki, ya da bilgi düzeyi ile tevazu arasındaki ilişki gibi. Aslında bunlar üzerinde yapılan araştırmaların bile "bilimsel" nitelik kazanabilmesi için ölçülebilir kriterler tanımlanması gerekir. Ama subjektif de olsa bu tür ilişkiler hakkında faydalı bilgiler ortaya konabilir.
İlişki bulmanın araştırma-geliştirmede çok faydalı bir konusu "duyarlılık analizi" olup, sonraki bir konumuzdur.
İlişkisel araştırma yöntemleri hakkında daha ayrıntılı bilgi için Özlem Kaya tarafından yazılı veya video olarak hazırlanmış kaynaklara da göz atmanız tavsiye edilir.
Durum özellikleri: İçerik, sıcaklık, boyut vb.
Davranış özellikleri: Esneklik, dayanıklılık, iletkenlik vb.
Ücretsiz paylaşımlar
Ücretli paylaşımlar
Gizli uygulamalar
Yanıltıcı paylaşımlar
Tecrübeler: Meselâ tıp biliminin çoğu böyledir.
Bulgular: Vaka takdimi gibi.
Rivayetler: Tarih biliminin bir kısmı böyledir.
Tanıklıklar: Adli veya önemli çeşitli olaylar için ihtiyaç duyulur.
Sorgulama sonuçları: Adli sorgulamalar veya anketler gibi.
Tekrar denenebilen olaylardan kalan izler: Meselâ adli vakalarda olay yerinden toplanan bazı delillerin, veya çeşitli tabiat veya fizik olaylarına (yıldırım, kuzey ışıkları vb) ait delillerin tatbikatı yapılabilmektedir.
Tekrarlanamayacak olaylardan kalan: Yıldızların oluşumuna veya çeşitli tarihi olaylara ait deliller gibi.
Belgeler: Birçok tarihi olaya delil için belge aranır.
Meselâ fotovoltaik panelleri şartlara göre hangi sırayla bağlamalıyız ki en çok fayda sağlayabilelim?
Meselâ kızgın demire ne zaman su verilmeli ki en iyi sertlik sağlansın?
Meselâ denetleyici kazanç katsayıları ne olmalı ki en az sapmayla en hızlı tepkiyi versin?
Önceden geliştirilmiş tekniklerin başka alanlarda kullanılması: Meselâ dedikodu teoreminin, torrent uygulamalarında kullanılması.
Ucuzlayan veya iyileştirilen tekniklerin kullanılması: Meselâ GSM modüllerinin, ölçümlerin uzaktan alınmasında kullanılması. Meselâ vida diş kalitesinin artmasıyla CNC tezgâh kalitesinin artırılması.
Zekâ veya emek ürünü yöntemler: Yeni kontrol yöntemleri veya üretim teknolojileri geliştirilmesi gibi.
Bu araştırma konu türleri birbirinden net sınırlarla ayrılamamış olabilir. Bu iç içe geçiş, bizim imkânlarımızın kısıtlı olmasından da kaynaklanabilir. Meselâ aslında doğruluğu test edilebilir pek çok bulguyu kendimiz ayrıca denemekle zaman kaybetmek istemediğimiz için "naklî bilgi" tarzında alıp kullanırız.
1.2. Araştırma-Geliştirme Aşamaları
Araştırmaya genellikle literatür taramasıyla başlamak gerekir. Mevcut uygulamalar, geliştirmeler hem yazılı hem görsel kaynaklarda taranır. Başlıca çalışmalar ve onlarda gösterilen kaynaklar üzerinden daha faydalı literatür özeti çıkarılabilir. En çok atıf alan veya izlenen çalışmaların o alandaki başlıca çalışmalar olduğunu düşünsek de bu şart değildir. Bazı değerli çalışmalar yıllar sonra fark edilmekte, birçoğu ise unutulup gitmektedir. Bu yüzden hızlı ve isabetli değerlendirme için çalışmanın "Özet" ve "Sonuç" kısımlarını okuyup kendimiz karar vermemiz en doğrusudur. En azından işine yarayıp yaramayacağını yorumlayacak kadar anlayarak okumak gerekir. ("Okumak" derken duruma göre dinlemek, izlemek, gözlemek de aynı kapsamdadır.) İşimize yarayacağını düşündüğümüz yayınları dikkatlice okumalıyız. Okurken hangi bilgileri aradığımızı unutmamalı, gereksiz ayrıntılarda boğulmamalı, gereken ayrıntıları ise atlamamalıyız.
Literatür özeti, "falan şunu yapmış, filan bunu yapmış" düzeniyle kopuk kopuk sunulmamalıdır. Gelişim sırası ve mantıksal ilişkilere göre "şunu falan şöyle yapmış, bunu filan böyle yapmış" düzeniyle sunulmalıdır. Yani kimin ne yaptığı değil, neyi kimin nasıl yaptığı önemlidir.
Literatür taraması sonucu önemli olduğu anlaşılan çalışmalara iyice çalışılmalı, matematiksel anlatımlar, devre ve programların çalışması vb iyice kavranarak öğrenilmelidir. Mevcut başlıca birkaç yöntemin karşılaştırması yapılarak birbirine göre avantaj ve dezavantajları kavranmalıdır.
Bunlar yapılmadan geliştirme yapma ihtimali çok düşük olduğu gibi, yapılsa bile ileride fark edilecek zorluklar daha çok zaman kaybettirebilir. Mevcut çalışmaları deneysel olarak tekrarlamak genellikle fazla zaman ve masraf gerektirdiğinden tercih edilmez. Fakat mümkünse simülasyon ortamında gerçekleştirilmesi oldukça faydalı olur.
"Simülasyon" daha sonraki bir konumuzdur.
Bu adım, nadiren ve pratik yönü oldukça ağır basan çalışmalarda atlanabilir veya pratik geliştirme sonrasına bırakılabilir (önce pratik geliştirip açıklamasını sonra aramak).
Tasarım veya yöntemler önce kâğıt üstünde planlanır. Sonra bilgisayar simülasyonlarıyla doğrulanması tavsiye edilir. Çünkü genellikle simülasyon ortamında yanlışlanma, deneysel olarak da yanlışlanacağını ispatlar. Aksi ise pek doğru sayılmaz; yani simülasyon ortamında doğrulanma, deneysel olarak doğrulanacağını garanti etmez. Bu yüzden simülasyonla yanlışlanan bir fikri deneysel ortamda da test etmek genellikle zaman kaybı olur.
Bu adım, çalışmanın konu icabı teori veya yazılımdan ibaret olduğu bazı alanlarda yer almaz.
Simülasyon ortamında veya kâğıt üzerinde tasarımlarda başarılı görünen fikirler deneysel ortamda da doğrulanmaya genellikle muhtaçtır. Çünkü bazı pratik engellerin gözardı edilmiş olma ihtimali vardır. Meselâ simülasyon nedenselliğe aykırı, veya ölçülemeyecek bilgiler kullanılarak yapılmış olabilir. Gürültü gibi belirsizlik taşıyan bilgiler çok hassas biliniyor varsayılmış olabilir. Başka bazı mantık hataları da olabilir.
Deneysel çalışmanın ilk denemelerde başarısız olması, denenen fikrin yanlış olduğu anlamına gelmeyebilir. Pek çok deneme hatası yapılmış olabilir.
Hata bulma yöntemleri kullanılarak fikrin çalıştırılması için ısrar edilir. İyi bir teori ile pratiğin uymaması prensip olarak mümkün değildir; yani tüm hata ayıklamalarına rağmen uyuşmazlık görünüyorsa işte bu durum yeni tecrübe kazanacağınız durum olup, teorinizi iyileştirmeniz gerektiği içindir. Hesaba katmadığınız bir şeyleri daha (gürültü analizi gibi) teorinize katmalısınız.
Deneyde kullanılan teçhizatın kalitesi çok önemli olabilmektedir. Kalitesiz teçhizat, belirsizlikleri çok artırabilir, yanıltabilir, çalışmaları aksatabilir.
Deneydeki başarısızlığın, fikrin kötü olmasından kaynaklandığı anlaşılsa bile hemen pes edilmemeli, takviye edici ya da en baştan yeni fikirler üreterek başarılı sonuçlar çıkarmaya çalışılmalıdır. Deney düzeneği kurmuş ve tecrübe kazanmış olmanın bir şekilde meyvesini almak istenir.
Araştırma-geliştirme çalışmaları genellikle sürekli daha iyiye doğru devam ettirilebilecek türdendir. Ancak bir yerde durup sonuçları toparlayarak raporlayıp veya ürüne dönüştürüp sunmak şarttır. Aksi halde yapılan çalışmaların kayda geçmesi de takdir edilmesi de mümkün olmaz.
Toparlama aşamasında çok muhtemeldir ki hemen hemen bütün deneylerin veya simülasyonların hızlıca tekrarlanması gerekecektir. O yüzden başlangıçta düzenekleri veya yazılımları hazırlarken bu hızlı tekrara uygun şekilde hazırlamalıydınız. Meselâ sonuçları aldınız, bilgisayarda grafik çizdirdiniz, etiketler, çizgi renkleri, boyutlandırmalar vs ile uğraştınız... Derken bir de baktınız ki sonuçları alırken bir şeyi unutmuşsunuz. Tüm bunları yeniden yaparken hamaliye işlerle en az uğraşacak şekilde düzenleme yapmalıydınız, özellikle yazılımda.
Toparlanan sonuçlar yorumlanmalıdır. Yorumlar, karşılaştırmalar dürüst ve adil olmalıdır. Yorumsuz sonuç yığını sunmak, özellikle yorumsuz sunulan durumlar müstesna, hiç hoş değildir, adeta emekleri ziyan etmek olur.
Raporlama hakkında
bu linkteki bilgilere başvurunuz.
Sunumlar genellikle çok kısa ve öz olmalıdır. Ayrıntılar ilgilisine raporlarla zaten sunulur. Kime sunum yapıldığı, ne sunulduğundan daha önemlidir. Genellikle merak edilen, temel bilgilerden çok araştırma-geliştirme olarak ne yapıldığıdır.
Sunumlar da raporlar gibi katkılar, amaca ne derecede ulaşıldığı ve bundan sonra neler yapılabileceği veya yapılması gerektiği gibi yorumlarla sonlandırılır.